SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

TAHARE BAHSİ

<< 226 >>

باب صفة الوضوء وكماله

3- ABDESTİN ŞEKLİ VE KEMALİ BABI

 

3 - (226) حدثني أبو الطاهر أحمد بن عمرو بن عبدالله بن عمرو بن سرح، وحرملة بن يحيى التجيبي. قالا: أخبرنا ابن وهب عن يونس، عن ابن شهاب؛ أن عطاء بن يزيد الليثي أخبره؛ أن حمران مولى عثمان أخبره؛ أن عثمان بن عفان رضي الله عنه دعا بوضوء. فتوضأ. فغسل كفيه ثلاث مرات. ثم مضمض واستنثر. ثم غسل وجهه ثلاث مرات. ثم غسل يده اليمنى إلى المرفق ثلاث مرات. ثم غسل يده اليسرى مثل ذلك. ثم مسح رأسه. ثم غسل رجله اليمنى إلى الكعبين ثلاث مرات. ثم غسل اليسرى مثل ذلك. ثم قال: رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم توضأ نحو وضوئي هذا. ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "من توضأ نحو وضوئي هذا، ثم قام فركع ركعتين، لا يحدث فيهما نفسه، غفر له ما تقدم من ذنبه". قال ابن شهاب: وكان علماؤنا يقولون: هذا الوضوء أسبغ ما يتوضأ به أحد للصلاة.

 

[:-537-:] Bana Ebu't-Tahir Ahmed b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Serh ve Harmele b. Yahya et-Tucibi tahdis edip dediler ki: Bize İbn Vehb, Yunus'tan tahdis etti. Onun İbn Şihab'dan rivayetine göre Ata b. Yezid Leysi kendisine şunu haber vermiştir: Osman'ın azatlısı Humran'ın kendisine haber verdiğine göre

 

Osman b. Aftan (r.a.) kendisine abdest için su getirilmesini istedi. Sonra abdest aldı. Ellerini üç defa yıkadıktan sonra mazmaza yapıp, burnuna su verip çıkardı. Sonra yüzünü üç defa yıkadı. Sonra sağ elini (kolunu) dirseğe kadar üç defa yıkadı. Sonra sol elini aynı şekilde (dirseğe kadar) yıkadı. Sonra başına mesh etti. Sonra sağ ayağını üç defa topuklara kadar yıkadı. Sonra sol ayağını da aynı şekilde yıkadı. Sonra: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i benim bu abdestim gibi abdest aldığını gördüm dedi. Sonra da O (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Kim benim bu abdestim gibi abdest aldıktan sonra kalkıp iki rekat namaz kılar ve içinden namaz dışında bir şey geçirmezse geçmiş günahları ona bağışlanır" buyurdu, dedi.

 

İbn Şihab dedi ki: Bizim ilim adamlarımız: Bu abdest, bir kimsenin namaz için alacağı en mükemmel abdesttir, derlerdi.

 

Diğer tahric: Buhari, 159, 164, 1934; Ebu Davud, 106; Nesai, 84, 85, 116; Tuhfetu'l-Eşraf, 9734

 

 

4 - (226) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا يعقوب بن إبراهيم. حدثنا أبي عن ابن شهاب، عن عطاء بن يزيد الليثي، عن حمران مولى عثمان؛ أنه رأي عثمان دعا بإناء. فأفرغ على كفيه ثلاث مرار. فغسلهما. ثم أدخل يمينه في الإناء. فمضمض واستنثر. ثم غسل وجهه ثلاث مرات. ويديه إلى المرفقين ثلاث مرات. ثم مسح برأسه. ثم غسل رجليه ثلاث مرات. ثم قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "من توضأ نحو وضوئي هذا. ثم صلى ركعتين، لا يحدث فيهما نفسه، غفر له ما تقدم من ذنبه".

 

[:-538-:] Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yakub b. İbrahim rivayet etti. (Dedi ki): Bize babam İbni Şihâp'tan, onunda Ata b. Yezid el-Leysi'nin rivayetine göre Osman (r.a.)'ın azatlısı Humran, Osman'ın bir su kabı getirilmesini istediğini, ellerine üç defa su döküp, ellerini yıkadığını sonra sağ elini kaba daldırıp, ağzına su alıp çalkaladığını, burnuna su verip çıkardığını sonra yüzünü üç defa, ellerini (kollarını) da dirseklerine kadar üçer defa yıkadığını, sonra başına mesh ettiğini, sonra ayaklarını üç defa yıkadığını, sonra da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Kim benim bu abdestim gibi abdest alır sonra da içinden namaz ile ilgisi olmayan şeyler geçirmeksizin iki rekdt namaz kılarsa onun geçmiş günahları ona bağışlanır" buyurduğunu naklettiğini görmüştür.312

 

537 - 538

NEVEVİ ŞERHİ İÇİN TIKLA

 

DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Hadis-i şerif abdestin sıfatı hakkında büyük bir esastır. Mazmaza; suyu ağızda çalkalamak demektir. Bunun hakikati suyu ağzına alarak ağzında çalkaladıktan sonra döndürmek sonra dışarıya atmaktır. Oruçlu olmayanlara mazmaza ve istinşakta mübalağa göstermek sünnettir, Mazmaza'nm mübalağası suyu boğazda gargara yapmakla istinşâk mübalağasıda suyu genizlere çekmekle olur.

 

îstinşak; burnuna su çekmek; istinsarda burundan suyu atmaktır. Lügat ve fıkıh ulemâsının cumhuru buna kaildirler İbnü'I A'râbî ile İbni Kuteybe istinsarın istinşak demek olduğunu söylemişlerdir. Nevevî- «Doğrusu birinci kavildir. Diğer bir rivayette: îstinşak ve istinsar yaptı denilerek her ikisinin birden zikredilmesi de bunu gösterir» demiştir. Fakat Aynî Nevevî 'nin bu sözünü beğenmemiş, şu mütâleada bulunmuştur: «Doğrusu İbnu'l A'râbi'nin dediği gibidir. Yani istinsardan murad istinşaktır. Hadisin bir rivayetinde «istinşar yaptı» denilmesi Nevevî'nin iddiasına delil olamaz çünkü o rivayetteki istinsardan murad burnuna su çektikten sonra onu dışarı atmaktır. İbni Seyyi 'de: El'Muhas'sasda «İstinsar suyu burnuna çektikten sonra onu nefesle dışarıya atmaktır.» demiştir.

 

Vech: Yüz demektir. Yüz, yüzleşmeden alınma olup karşısına duran insanın başından görülen yerdir. Uzunluğuna yüzün hududu saç bittiği yerden alt çenenin aşağısına kadar genişliğine hudududa iki kulak yumuşağının arasıdır.

 

Bu hadiste: «Ellerini üç defa yıkamış sonra mazmaza ve istinsar yapmış sonra yüzünü Üç defa yıkamış» denilmiş. Yani mazmaza ile istinşakın kaçar defa yapılacağı tasrih edilmemişse de onların da üçer defa yapılacağı başka rivayetlerden anlaşılmaktadır. Hadis-i şerifte evvelâ ellerin üç defa yıkandığını bildiren cümleler birbirleri üzerine «Sümme» edatı ile atfedilmişlerdir. Sonra mânasına gelen bu edat tertip ve mühlet bildirir. Yani azalar hadis-i şerifte gösterildiği tertiple yıkanacaktır. Tertibin farz olup olmadığı ulemâ arasında ihtilaflıdır. Hanefîlere göre tertibe riayet farz değildir. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir.

 

Acaba niçin evvelâ ağza sonra burna su çekilecek daha sonra yüz yıkanacaktır?

 

Ulemâ buradaki hikmeti şöyle izah ederler: Suyu evvelâ ağza sonra burna çekmek onun vasıflarını denemek içindir. Çünkü renk gözle bilinir, tad ağızla, koku da burunla anlaşılır. Bunların içerisinde en kuvvetlisi tad ondan sonra koku ondan sonra renk gelir. Bu itibarla evvelâ suyun tadını denemek ve abdeste elverişli olup olmadığını anlamak için işe ağızdan başlanmış daha sonra kokusu varmı yokmu anlamak için buruna geçilmiştir. Rengini zaten göz görmektedir. Hadisin sonunda:

 

«Her kim şu abdestim gibi abdest alır da sonra kalkar ve aklından hiç bir şey geçirmeyerek iki rekât namaz kılarsa, geçmiş günahları aftolunur.» Duyurulmuştur. Ulemâ aklından hiç birşey geçirmemekten muradın ne olduğunu inceden inceye tahkik etmişlerdir. Kaadî İyâz'a göre; bundan murad kasten düşünülerek hatıra getirilen şeylerdir. Ekseriya kendiliğinden hatıra gelen şeyler değildir. Binaenaleyh onlar namazın kemaline zarar vermezler. Bazıları kasıdsız olarak namazda hatıra gelen şeylerin namaza zarar vermiyeceğini fakat o namazın hatıra hiç bir şey gelmeksizin kılınan namazdan sevap itibarl ile daha aşağı olacağını söylemişlerdir. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mağfiret meselesinin hatıra hiç bir şey gelmeksizin kılınan namaza mahsus olduğunu bildirmiştir. Böyle namaz kılmak hemen hemen Resulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e mahsus gibidir. Zira hatırına hiç bîr şey getirmeden namaz kılmak pek nadir zevata müyesser olur.

 

Bu sözle namazda Allah'a ihlâs kastedilmişte olabilir. Bu takdirde mâna şöyle olur. Sonra halisane iki rekat namaz kılar bununla Allah'tan başka kimseden bir makam beklemez, namaz kılıyorum diye ucub getirip böbürlenmez bilâkis tevazu gösterirse geçmiş günahları affolunur.

 

Bazıları: «Eğer bununla dünya işlerine ait bir şey düşünmemek kasdedilmişse bu güç bir feydir. Ama dünyaya dair bir şey hatırına gelirde onu hemen terkederse mânası kasdedilmişse buna bir diyecek yoktur. Zira muhlis kulların yapacağı budur» demişlerdir.

 

Aynî diyor ki: «Bu meselede tahkik şudur ki: Hatırdan geçen şeyler iki kısımdır. Bir kısmı istemiyerek hatıra gelir. Bunları hatıra getirmemek imkânsızdır. Fakat hatıra geldiği gibi üzerinde durmayarak onları hatırdan defetmek mümkündür. İşte hadis bu mânaya hamlolunur. Çünkü kendiliğinden hatıra gelen şeyleri hiç hatıra getirmemek elde değildir. Binaenaleyh onlar affolunur.»

 

Kaadî İyâz hadisten murad; namazda hiç bir şey hatırına getirmemektir; Demiş ve bunu bazı ulemâdan nakletmişse de Nevevî onu reddederek: «Doğrusu istemiyerek hatıra gelen ve fakat üzerinde durulmayan şeylerle bu fazilet yine hâsıl olur. Sonra namazda hatıra gelen şeyler hem dünyevî hem uhrevî olabilir. Hadis yalnız dünyevî olanlara hamledilmiştir. Nitekim'bu hadisin bir rivayetinde bu cihet tasrih edilmiş: «Kıldığı iki rekât namazda dünyaya ait bir şey düşünmezse.»denilmiştir. Mezkur hadisi Tirmizi    «Kitabu's-Salât» da zikretmiştir.» demiştir.

 

Namazda âhiret umuruna dair bir şey düşünmek huşua mâni değildir. Kur'an-ı Kerîm'in mânasını düşünerek okumak dünya ve âhiret ahvaline dair mendup bir şeyi hatırına getirmek namazın faziletine zarar vermez.